Göz
Tedavileri

Gözünüzle ilgili sorun mu yaşıyorsunuz?

Göz hastalıkları kliniklerimizde her hastaya rutin göz muayenesi hizmeti verilmekte, kontakt lens ve gözlük uygulamaları yapılmaktadır.

Tetkik ünitelerinde verilen hizmetler arasında; ultrasonografi, bilgisayarlı görme alanı testleri, göz anjioları ve elektrofizyolojik testler yer almaktadır. Özel servislerimiz arasında prematüre bebeklerin retina kontrolü de bulunmaktadır.

Göz Hastalıkları Bölümü Tanı Tedavi Hizmetleri

Göz Hastalıklarında tanı ve tedavi hizmeti verilen alanlardan bazıları şunlardır:

Birimimizde Katarakt ameliyatı, Fakoemülsifikasyon yöntemi ve gerekli olgularda “yag lazer” yapılmaktadır.

Refraktif cerrahi gözün en önde yer alan saydam tabakası olan kornea hastalıklarının tanı ve tedavisi ile uğraşmaktadır.

Birimde bu tabakanın hassas ölçümlerini yapabilen topografi cihazları, kornea kalınlık ölçme cihazları, speküler mikroskopi, kornea çap ve kırma gücünü gösteren keratometreler bulunmaktadır.

Göz Hastalıkları bölümünde excimer lazer ile kırma kusurları düzeltilmekte, ayrıca kornea nakli (keratoplasti) ameliyatları da gerçekleştirmektedir. Uygun doku bulunduğu zaman organ nakli yapılmaktadır.

Göz merkezlerinde kozmetik kapak ameliyatları, gözyaşı drenaj sistemi ameliyatları yapılmaktadır.   

Göz Hastalıkları bölümlerinde argon lazer, fundus fluorescein ve indocyanine green anjiografi cihazları mevcut olup, retina dekolmanı ve vitrektomi ameliyatları yapılmaktadır.

Kornea tabakasının hassas ölçümlerini yapabilen topografi cihazları, kornea kalınlık ölçme cihazları, speküler mikroskopi, kornea çap ve kırma gücünü gösteren keratometreler bulunmakta olup, excimer lazer ile kırma kusurları düzeltilmektedir.

Kontak lenslerin seçilmesi, doğru kullanım konusunda bilgi verilmesi ve uygulama yaptırılması gerçekleştirilmektedir.

Göz lazer ameliyatına ve seçilecek lazer ya da göz içi lens yöntemine, detaylı göz muayenesi sonrası karar verilir. Bu muayenede, kornea kalınlığı ve şekli gibi birçok unsurun değerlendirildiği detaylı bir kornea muayenesi de yapılır.

Göz lazer ameliyatları, Femto LASIK ve Excimer LASER cihazları ile yapılmaktadır.

Şaşılık, (göz kayması) gözlerin paralel bakışının bozulması durumudur.

İçe veya dışa olabileceği gibi yukarı aşağı kaymalar da olabilir. Kaymaları kabaca göz kaslarının felcine bağlı olabildiği gibi, doğumsal kaymalar ve diğerleri olarak sınıflandırılabilir.

Göz tansiyonu yüksekliği.

Göz tembelliği fark edildiğinde gözlük ihtiyacı var ise mutlaka gözlük kullanılması gerekir. Gözlüğün yanı sıra kapama ve ortoptik tedaviler de  yapılmaktadır.

Katarakt, gözün doğal lensinin saydamlığını yitirerek opaklaşması, görmeye engel olmasıdır.

  • Yenidoğan bebeklerde doğumsal olarak,
  • Diyabet hastalarında yüksek kan şekerine bağlı olarak,
  • Uzun süreli kortizonlu ilaç kullanan hastalarda veya
  • Göze gelen travmalar sonrasında da görülebilir.
  • Görmede yavaş yavaş azalma
  • Görüntüde ve renklerde soluklaşma
  • Gece görüşte bozulma
  • Okuma zorluğu
  • Gözlük numaralarında sık değişme
  • Çift görme
  • Nükleer kataraktı olan hastalarda hastalar yakını daha iyi gördüğünü söyler. Fakat bu iyi görüş geçicidir ve katarakt sertleşmeye devam ettikçe yakın görüş de bozulur.

Teşhis için detaylı bir göz muayenesi yapmak gerekir. Muayene sırasında görme keskinliği ölçülür ve göz bebeği damla ile genişletilerek doğal lens ve göz dibi incelenir.

Kataraktın tedavisi cerrahidir. İlaçla veya gözlükle tedavi edilemez.

Katarakt ameliyatında “Fakoemülsifikasyon (FAKO)” yöntemi kullanılmaktadır. Bu yöntemde ultrason enerjisi ile kataraktlı mercek parçalanmakta ve göz dışına çıkarılmaktadır.

FAKO tekni Femtosaniye lazer yöntemi ile birlikte kullanıldığında, bu işleme “Femto – FAKO” adı verilmektedir.

Ameliyat Uygulaması

Ameliyat, göze uyuşturucu damla ve sedasyon ile yapılıyor. Ameliyat yaklaşık 15-20 dakika sürüyor. Önce giriş kesileri yapılıyor. Daha sonra kataraktlı mercek FAKO ile parçalanarak temizleniyor ve göz içine yapay mercek konuluyor. Eğer işlem sırasında Femtosaniye lazer kullanılacaksa, göze giriş kesileri ve lensin yumuşatılması Femtosaniye lazer ile gerçekleştirilmektedir.

Riskler

Ameliyat sırasında kataraktlı mercek kapsülünün delinmesi ve katarakt parçalarının göz içine düşmesi gibi komplikasyonlar görülebilir. Bu durumda aynı seansta veya 2. bir operasyonla göz içine düşen parçalar temizlenir.

Ameliyat sonrasında ise gözün mikrop kapması (endoftalmi), retina dekolmanı (sinir tabakasında ayrışma), kornea ödemi (şeffaf tabakanın şişmesi), makula ödemi gibi komplikasyonlar gelişebilir.

Ameliyat Hazırlığı

Ameliyat öncesinde her zaman kullandığınız ilaç ve göz damlalarınızı kullanmaya devam edilir.

Ameliyat Sonrası

Ameliyatın ertesi günü göz kontrolü yapılır. Bir ay boyunca kullanacağınız göz damlaları, göz doktorlarımız tarafından tarif edilir. Ameliyattan 1 hafta sonra tekrar göz kontrolü yapılır. Ameliyattan 1 ay sonra ise gerekli durumlarda gözlük muayenesi yapılır.

Göz içine uzak-yakın bir arada akıllı lens (trifokal lens) takıldıysa, gözlük kullanmaya gerek kalmaz. Ancak göz içine sadece uzak merceği takıldıysa, yakın (okuma) için gözlük takılması gerekir.

Göze hangi tip mercek takılırsa takılsın, göz derecesinin %100 sıfır olacağının garantisi yoktur. Genellikle %80-90 gözlük ihtiyacı olmaz.

 

  • Ameliyat sonrası reçete edilen göz damlaları düzenli kullanılmalı,
  • Damla damlatmadan önce eller yıkanmalıdır.
  • İlk 1 hafta boyunca gözler ovuşturulmamalıdır.
  • Saçlar yıkanırken saçlardan akan kirli ve köpüklü su göze değmemelidir.
  • İlk 1 hafta ağır yük kaldırılmamalıdır.
  • Eğer ilk 1 hafta içinde gözde şiddetli ağrı ve çapaklanma olursa, derhal göz doktoruna başvurulmalıdır.

Gözü yuvarlak bir küre gibi düşünürsek, ön tarafını cam gibi şeffaf tabaka (kornea) ve gözün rengini belirleyen iris tabakaları oluşturur. Gözün rengini belirleyen iris tabakasının arkasında kalan yeri veya kürenin içini “vitreus” dediğimiz saydam bir jel yapı doldurur.

Retina ise bu kürenin iç duvarını aynı bir duvar kağıdı gibi kaplayan çok ince (yaklaşık 0.2 mm) kağıt kalınlığında bir tabakadır.

Retina tabakası görmemizi sağlayan, gözün içine giren ışığı algılayan milyonlarca sinir hücresinden oluşur. Bu hücrelerin ışık algısı, görme siniri (optik sinir) ile retinadan beyindeki görme merkezine taşınır.

Retina, görme siniri ve beyin birbirinin devamıdır diyebiliriz. Retinadaki sinir hücreleri tam hasara uğrayıp ışığı algılayamaz hale geldiğinde, sinir hücreleri tekrar çoğalmaz. Yani kalıcı sinir hasarı, görmemizde de kalıcı bir kayba neden olur.

Retinadaki sinir hücreleri çok hızlı çalıştıklarından damarlarla beslenmeleri de çok önemlidir ve hem retina içindeki damarlardan hem de retinanın dışındaki damar tabakasından beslenirler.

Retina sinir hücrelerini bir cep telefonunun piksellerine benzetelim. Nasıl cep telefonunun ekranında bir hasar meydana gelince o bölge siyah görünür ve şekil beliremezse, retinada da hasarlı bölgeyi kişi karanlık, soluk, bulanık veya simsiyah görür.

Retinada bir hasar oluşmaya başladığında erken fark etmek ve zamanında retina konusunda uzmanlaşmış göz cerrahları tarafından tedavi olmak (damla, göz içi ilaç uygulamaları, lazer tedavileri, fotodinamik tedavi, vitreoretinal ameliyatlar gibi) geri dönüşsüz kaybı önlemek açısından çok önemlidir.

Sarı nokta veya tıbbi olarak “maküla” dediğimiz alan, göze giren ışıkların odaklandığı retina tabakasının tam merkezindeki yaklaşık 1 mm.’lik hücrelerdir. Gözün keskin görüş merkezidir. Buradaki hücrelerle baktığımız yerdeki detayı seçeriz, harfleri okuruz ve renkleri algılarız.

Bu noktanın tam hasarı durumunda, kişi en fazla yüzde beş oranında net görebilir. Baktığı yerin tam merkezini seçemez. Örneğin bir arkadaşının yüzüne baktığında saçlarını görebilir, fakat yüzünü tanıyamaz.

Retinanın sinir hücrelerinde veya onu besleyen damarlarda bozulmalar olabilir. Kişinin yaşına göre bu bozulmaların sebepleri değişebilir. Vücuttaki diğer hastalıklara bağlı da retina ve besleyici damar tabakaları etkilenebilir.

  • Sarı noktada yaşa bağlı degenerasyon, kanama, sıvı birikmesi (yaşa bağlı maküla dejenerasyonu)
  • Retinada ince yırtılmaya uygun alanlar (dejenerasyon), retinada yırtılma, retina tabakasının yerinden ayrılıp göz içine doğru havalanması (retina dekolmanı),
  • Şeker hastalığı özellikle iyi kontrol edilmeyen kişilerde retinada kanamalar, sarı noktada ödem, çekinti, göz küresi boşluğuna olan kanamalar, retinanın içten çekilerek havalanması (dekolmanı),
  • Retinada kanamalar, besleyici atardamar veya kirli kanı taşıyan toplardamarların tıkanması, sistemik hipertansiyona bağlı kanamalar,
  • Sarı nokta ile jel arasındaki alanda olan bozukluklara bağlı gelişen, sarı noktada delik, zar (membran) oluşumu, sarı noktada çekinti ve ödem,
  • Sarı noktada çeşitli sebeplerden sıvı birikmesi,
  • Künt veya delici darbeler sonucu retinada ve diğer tabakalarda yırtılma, retinada ayrılma (dekolman), jel içine kanama, göz içinde yabancı cismin olması, göz içinin mikrop kapması ve enfeksiyonu, göz merceğinin yaralanması, yerinde ayrılıp göz içi boşluğa düşmesi,
  • Prematüre doğan bebeklerde retina damarlarının normal gelişememesine bağlı kanamalar, göz kaybına kadar ilerleyebilen retinada ayrılmalar,
  • İçlerinde en sık gördüğümüz “tavuk karası” (retinitis pigmentosa) adı ile bilinen olmak üzere, buna benzer genetik geçiş gösteren, retina hücrelerinin yıllar içinde ilerleyici hasarıyla seyreden hastalıklar,
  • Daha nadir olarak retina veya damar tabakasının iyi huylu ve kötü huylu tümörleri, vücuttaki diğer kanserlere bağlı metastazlar.

Kişi, gözünün uzaktaki ve yakındaki görme kalitesini, mutlaka tek gözünü kapatarak ayrı ayrı test etmelidir. İki gözle bakarsak bir gözümüzdeki az görmeyi çok daha geç fark edebiliriz.

Kendi kendine yapılabilecek en basit kontrol, bir obje ve mesafe seçerek ve sırasıyla bir gözü kapatarak iki gözünün netliğinin ayrı ayrı değerlendirmesi olabilir.

Eğer aşağıdaki retina hastalıklarının belirtilerinden birisi, uzak veya yakın görmede varsa gecikmeden göz doktoruna başvurulmalıdır.

  • Bulanık görme,
  • Tam merkezi bulanık/karanlık görme,
  • Bir yere bakarken görüntüdeki herhangi bir alanı bulanık/perdeli/soluk görme,
  • Renk tonlarını iyi seçememe, iki göz arasında fark olması,
  • Baktığınız düz çizgileri, okurken satırları, uzaktaki kapı, pencere kenarları gibi yerleri eğri, hareketli, kırılmış şekilde görme,
  • Karanlıkta ışık yokken gözde ışık parlamaları hissetme,
  • Göz önünde ani beliren, dolaşan lekeler, iplikler, çeşitli şekiller.

Amsler kartı dediğimiz ve eşit boyuttaki küçük kareciklerden oluşan testi, kişi ayrı ayrı gözle yaparak kendini kabaca kontrol edebilir.

Bunun için kişi eğer kullanıyorsa yakın okuma gözlüğünü takar, veya yaşına göre yakını en net gördüğü şekilde (ki bu miyoplarda gözlüksüz de olabilir) tam merkezdeki noktaya bakarak, kare çizgilerin hepsini düzgün görüp görmediğini, karanlık alanların olup olmadığını kontrol eder. Bu test özellikle sarı noktanın testidir; diğer retina alanlarını değerlendirmez.

Amsler Testini yaptığınızda ya da kendi kendinize ayrı ayrı gözlerinizi uzak ve yakındaki şekillerle kontrol ettiğinizde görüşünüzde yukarıda belirtilmiş şikayetleriniz varsa gecikmeden retinayla ilgilenen göz doktoruna başvurun.

Çok çeşitli bozuklukları olduğundan retina hastalıklarının tedavisi, kişiden kişiye ve tedavi zamanına göre değişiklik gösterebilir.

Temel seçenekler:

Göz damlası,
Göz küresinin içine ilaç uygulaması:

Sık kullandığımız bir tedavi seçeneğidir. Özellikle yaşa bağlı sarı nokta hastalığında, sarı noktada birçok hastalığa bağlı ödem geliştiğinde uygulanır. İlaç doğrudan göz jelinin içine girdiği için retinaya etkisi çok daha erken ve etkili olur. İlaçlar göz içinde bir ay civarında etkilidir. Tekrarı gerekebilir.

Argon lazer fotokoagülasyonu:

Şeker hastalığı, damar tıkanıkları gibi birçok retina hastalığında kullanılır.

Nasıl uygulanır?

Hasta, ışıkla muayene olduğu cihaz benzeri bir koltukta oturur. Göz, damlayla uyuşturulur. Bir mercekle lazer ışığı retinaya odaklanır ve hasta sadece ses duyar. Herhangi bir acı, ağrı hissetmez. İşlem genellikle 10-20 dakikada biter ve hasta, gözü kapatılmadan hastaneden ayrılır. O gün rutin hayatına devam edebilir. Sadece işlem öncesinde göz bebeği büyütüldüğü için birkaç saat net göremez.

Fotodinamik tedavi:

Lazer uygulamasına benzer. Günümüzde göz içi ilaç uygulamaları çok daha etkili olduğundan uygulaması azalmıştır. Gerekli durumlarda, damardan bir ilaç verilir ve soğuk lazer uygulanır. Retinaya hasar vermeden daha alttaki damar dokusuna etki etmesi beklenir. Uygulamadan sonra hastanın 48 saat boyunca gözünü ve vücuttaki diğer açık alanları ışıktan koruması gerekir. Hastaya koruyucu gözlük verilir.

Retina Ameliyatları veya Vitreoretinal Cerrahi (Vitrektomi, Mikrocerrahi tekniği):

Retina ameliyatları, özellikle bu cerrahi teknikler için eğitim görmüş göz cerrahları tarafından uygulanır. Göz doktoru, standart göz eğitimi sonrasında retina cerrahisi dalında uzmanlaşmış olmalıdır.

Ameliyatın hangi teknik uygulanarak ve ne kadar kısa bir süre içinde yapılması gerektiği bilgisi, retina doktoru tarafından hastaya açıklanır.

Çok sayıda retina hastalığında gerekebilir. Özellikle retina dekolmanı, göz içi kanamalar, sarı noktada delik, zar (membran) oluşumu, çekinti ve buna bağlı ödem, kontrolsüz şeker hastalığına bağlı retinada çekintiler, göz travmalarına bağlı hasarlar önde gelir.

Genel veya lokal anesteziyle ameliyathane şartlarında yapılır. Teknikler şu şekilde sıralanabilir:

a. Vitreoretinal Cerrahi (Vitrektomi, Mikrocerrahi tekniği):

En sık uyguladığımız tekniktir. Vitrektomi ameliyatı vücudumuzda karın içi uygulanan laparoskopik ameliyatlar gibi kapalı sistemde çalışılır. Gözün etrafındaki beyaz alandan (konjonktiva) 3 noktada göz içine kanüller yoluyla girilerek göz içindeki jeldeki ve retinadaki sorunlar giderilir, retina olması gereken yere getirilir, retina yüzeyinde mikroskopik zarlar soyulur, gerektiğinde argon lazer uygulanır. Vitrektomide kullandığımız kanüller yaklaşık 0.5 mm inceliğindedir.

Bu ameliyatın sonunda gözde bazen sadece sıvı, bazen hava veya gaz, bazı durumlarda ise sıvı silikon yağı bırakılır. Hastaya ameliyat öncesi detaylı açıklama yapılır. Hastanın kataraktı varsa veya teknik olarak vitrektomi ameliyatının başarısı için gerekiyorsa aynı seansta katarakt cerrahisi de eklenebilir.

b. Serklaj, Çökertme Tekniği:

Göze dışarıdan uyguladığımız ameliyat tekniğidir. Bazı gözlerde duruma göre vitrektomi ameliyatına ek olarak da yapılabilir.

Gözün beyazını kaplayan konjonktiva tabakasının altında kalacak şekilde, silikondan yapılmış ince şeritler (genellikle 3-5 mm kalınlıktadır) göz kaslarının altında geçirilerek yerleştirilir.

Göze dışarıdan baskı uygulayarak retinanın yatışması sağlanır. Birlikte ya Argon laser veya kriyoterapi (soğuk uygulamayla kalıcı yapışıklık oluşturur) uygulanır.

c. Pnömatik Retinopeksi (Göz içine gaz enjeksiyonu):

Bu teknik genellikle en az kullandığımız tekniktir. Çünkü başarılı olacak uygun vaka çok sık olmamaktadır.

Yırtıklı retina dekolmanı olan gözlerde, erken dönemde gözün içine gaz enjekte edilerek ve hastaya uygun pozisyonda istirahat verilerek retinanın yerine yerleşmesi sağlanır. Sonrasında da argon laser tedavisi uygulanır.

Bazen de sarı noktadaki kanamalarda göz içine gaz verilerek kanamanın bu bölgeden uzaklaşması için uygulanır.

Ameliyattan önce hastaya ameliyat sonrası durumu hakkında detaylı bilgilendirme yapılır.

  • Göz içine gaz veya silikon yağı uygulanması durumlarında hastanın cerrah tarafından belirtilen süre boyunca (1 günden 2 haftaya kadar değişebilir) yüzüstü pozisyonda yatması/ oturması gerekebilir.
  • Aynı katarakt ameliyatı sonrasında olduğu gibi hasta, bir ay boyunca giderek azalacak şekilde damlalar kullanır.
  • İlk bir hafta gözün mikrop kapmaması için özellikle önemli bir süredir. Çok kalabalık yerlerde, tozlu, kirli ortamlarda bulunmamak, gözü ellememek, ovuşturmamak, temiz tutmak çok önemlidir.
  • Genellikle ameliyattan sonraki ilk bir hafta izin kullanmak ve dinlenmek idealdir. Bu süre hastalığın ciddiyetine bağlı değişebilir.
  • Göz içinde hava/gaz bırakıldığında dağ gibi yüksek rakıma araçla yolculuk veya uçak yolculuğu yasaktır. Mutlaka cerraha danışılmalıdır.
  • Yine ameliyattan sonraki ilk bir ay ağır spor, ağırlık kaldırma, sık eğilip kalkma gibi zorlayıcı işler, ıkınma, şiddetli öksürük gibi zorlayıcı eylemlerden kaçınmakta fayda vardır.

Görme seviyesi hastalık sebebine göre değişir. Doktorunuz bu konuda size detaylı açıklama yapacaktır.